Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, “Türkiye’nin kaybettiği bütün dönüm noktalarında bir takım örgütlü yapılar yanlış yerde durdu. Darbelere zemin hazırladılar. Bu süreçlerde gençlik sokağa çekilerek kullanıldı. Gençler, mühim olması gerekirken mühimmat olarak görüldü” dedi.
Memur-Sen Konfederasyonu’na bağlı Eğitim-Bir-Sen Bingöl Şubesi tarafından organize edilen “Küresel Operasyonlara Karşı Sivil Toplumun ve Gençliğin Rolü” başlıklı konferans, yoğun katılımla Üniversite Konferans Salonu’nda yapıldı. Burada konuşan Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, önemli açıklamalarda bulundu. İstikrarlı ülkede herkesin kazançlı çıkacağının altını çizen Yalçın, “Cumhuriyet rejimi kurulalı 93 yıl etti ve 65’inci hükümet yakında kurulacak. Türkiye siyasetinde ortalama 1,5 yıla bir hükümet dahi düşmüyor. Cumhuriyet kurulduktan 46’ya kadar gelen süreç içerisinde iktidar olma süreci 18 aydır. Yani bir hükümetin iktidarda kalma süresi 18 ay. İstikrarlı olan dönemlerde ise bu süre 23 ay oluyor. İstikrarsızlığın çok yoğun olduğu bir Türkiye’de, koalisyon tartışmalarının olduğu bir Türkiye’de 28 yılda 27 hükümet değişmiş. Böyle bir ülke toparlanabilir mi? Böyle bir ülke kendine gelebilir mi? Kaldı ki az bir şey toparlandığında 10 yılda bir tokattı yemiş, 10 yılda bir hırpalanmış. Bakın çok net söylüyorum bu ülke rahat bırakılsın, serbest bırakılsın demokrasi bu ülkede korku tüneline sokulmasın, siyasetin ensesinde şamar hissedilmesin bu ülkede milli gelir 20 bin 25 bin değil, daha fazla olur. Bu ülke çok daha hızlı yol alır, daha hızlısı mümkün mü? Yüzde 100 mümkün. Ama bu ülkede küresel operasyonlar hiçbir zaman bitmemiştir, bitmez. Çünkü bu ülke sıradan bir ülke değil” ifadesini kullandı.
“DARBELERİN ARKASINDA ADI EMEK ÖRGÜTÜ YAPILAR VAR”
Türkiye’nin yaşadığı travma, sancı, kaygı ve acının altında yatan temel nedenin bazı örgütlü yapıların olduğunu ifade eden Yalçın, şu şekilde konuştu:
“Bu ülkedeki adı sivil olan örgütlü yapıların aslında adının sivil olmaması; beyninin üniformalı oluşu ve yanlış yerde duruşundan kaynaklanıyor. Türkiye’nin kaybettiği bütün dönüm noktalarında örgütlü yapıların yanlış yerde durduğunu görüyoruz. Yoksa bu ülke bu kadar zaman kaybetmezdi. Adı emek örgütü olan birçok yapı, emek örgütlüğü yapmadı. Darbenin, terörün, küresel operasyonların taşeronluğunu yaptı, sıkıntı bundan kaynaklıdır. Ülkelerde kadife devrimler yapan, mühendislik üzerine çalışan bir kesim Soros taktiğiyle Türkiye’de bir devrim yapmaya kalkıştı. Sonradan deşifre edilen o süreçte aktörler, illegal sol örgütlenmelerle kucak kucağa olan emek örgütleriydi. Türkiye’de adı emek örgütü olan bu yapılar bütün darbe süreçlerinin arkasındaydı, işin aktörüydü.”
“GENÇLER SOKAĞA ÇEKİLİYOR”
Küresel operasyonların tamamında gençliğin sokağa çekildiğini belirten Yalçın, “Bu ülkede gençler, mühim olması gerekirken mühimmat olarak görüldü. Oysa ki genç kelimesinin Farsça’daki anlamı hazinedir, mücevherdir. Bu yüzden gençlik çok kıymetlidir, toplumların hazinesidir. Ne yazık ki küresel operasyonların ve darbe süreçlerinin tamamında gençler sokağa çekildi. Bu süreçlerin tamamında gençlik kullanılıyor, sivil toplum kullanılıyor, tıpkı Gezi olayında kullanıldıkları gibi. Gezi olayında millet meselenin ağaç olduğunu zannetti ama mesele öyle değildi. Bir faiz lobisi vardı, kepçeyle götürdükleri zemini kaybeden, senelerce sömüren kesimin işinin düzgün gitmeyişiydi. Türkiye’nin IMF’ye borcunu ödemiş olması, toparlanması, kendi ayakları üzerinde duran yatırımlar yapması, dışa bağımlılık noktasında bir irade ortaya koyması faiz lobilerini rahatsız etti. Gençlerin bir araç olarak, kullanılmasına asla izin vermemeliyiz. Unutmayalım ki gelecek onlar eliyle inşa edilecek” diye konuştu.
“TERÖR SEVİCİLER, SİVİL HALKIN KATLEDİLMESİNE SESSİZ”
Konuşmasında terör saldırılarına sert tepki gösteren Yalçın, şunları söyledi:
“Diyarbakır’da tonlarca bomba patlatıldı, 16 sivil vatandaş hayatını kaybetti. Olay yerinde devasa bir çukur açıldı. Bu ülkede terörist cenazesine giden siyasiler, 16 vatandaşın cenazesine gitmedi. Terör seviciliği yapan, teröre destek metnine imza atan sözde akademisyenler bu hain saldırı için bir kısık ses dahi çıkaramadı. Çukurlar kazıldı, Kürt tehciri yapıldı. Bu olaya seyirci kalanları, mağdurların yanında olmak yerine terör seviciliği yapanları lanetliyoruz. Memur-Sen ailesi, 10 TIR gıda yardımı ile mağdur ailelerin yanında olmuş, onlarla ekmeğini bölüşmüştür. Şimdi de Yüksekova ve Şırnak için 3 TIR gıda yardımı yapacağız. Memur-Sen’in duruşu mağdurların yanında olmak, onların acılarını dinlendirmektir.”
Programa Bingöl Valisi Yavuz Selim Köşger, İl Milli Eğitim Müdürü Kadri Engin, Bingöl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İbrahim Çapak, Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Vekili Latif Selvi, Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Yardımcıları Ramazan Çakırcı, Şükrü Kolukısa, Hasan Yalçın Yayla, Atilla Olçum, Genç Memur-Sen Genel Başkanı Eyüp Beyhan, Memur-Sen Bingöl İl Temsilcisi Mücahit Çelik, Eğitim-Bir-Sen Şube Başkanı Yunus Kava, STK temsilcileri, öğrenciler ve çok sayıda davetli katıldı.