Araştırmacılar, inceledikleri 86 milyon yıllık iki iskeletin, T.rex’i de kapsayan tüm tyrannosaur grubunun bilinen en yakın atası olduğunu belirledi. Yeni türe, “Moğolistan’ın ejderha prensi” anlamına gelen Khankhuuluu mongoliensis adı verildi. Nature dergisinde yayımlanan keşif, Tyrannosaurus rex’in, Kuzey Amerika ve Asya’da dinozorların hüküm sürdüğü dönemin sonuna kadar neden ve nasıl en korkulan yırtıcılardan biri haline geldiğini…
Araştırmacılar, inceledikleri 86 milyon yıllık iki iskeletin, T.rex’i de kapsayan tüm tyrannosaur grubunun bilinen en yakın atası olduğunu belirledi. Yeni türe, “Moğolistan’ın ejderha prensi” anlamına gelen Khankhuuluu mongoliensis adı verildi. Nature dergisinde yayımlanan keşif, Tyrannosaurus rex’in, Kuzey Amerika ve Asya’da dinozorların hüküm sürdüğü dönemin sonuna kadar neden ve nasıl en korkulan yırtıcılardan biri haline geldiğini anlamak açısından kritik bir pencere sunuyor.
Küçük bir yırtıcıdan dev bir avcıya evrimleşen Khankhuuluu mongoliensis, tyrannosauroidlerin evrim sürecine ışık tutuyor. Calgary Üniversitesi’nden paleontolog Prof. Darla Zelenitsky, “Prens ifadesi, bu canlının henüz erken dönem, daha küçük bir tyrannosauroid olduğunu gösteriyor,” dedi.
Yeni türde, tyrannosaurların yırtıcı gücünü belirleyen özelliklerin erken evrimsel izleri görüldü. Tyrannosaurus rex’in güçlü çene yapısının temelleri Khankhuuluu mongoliensis’te de görülmekte. Bu özellik sayesinde T.rex, daha büyük avlara saldırabiliyor ve kemikleri bile kırabiliyordu.
Asya ve Kuzey Amerika arasında kara köprülerinin bulunması, tyrannosaur gruplarının evrimini hızlandırdı. Kıtalar arası hareketlilik, farklı tyrannosaur gruplarının karşılıklı etkileşimini ve evrimini milyonlarca yıl boyunca hızlandırdı.
Bu keşif, tyrannosaurların evrimsel sürecine dair bilgilerimizi yenileyerek, dev tyrannosaurların erken atalar arasındaki evrimsel geçiş halkasını anlamamıza yardımcı oluyor.
Reklam & İşbirliği: [email protected]