Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, “Tam böyle bir ortamda demokratik kuralın bu şekilde işlemesi gereken bir ortamda ’kan’dan bahsetmek eski alışkanlıkların depreşmesinden başka bir anlam ifade etmez. Kandan bahsetmiyoruz anayasa değişikliğinden bahsediyoruz, parlamentonun faaliyet alanından bahsediyoruz, milletin beklediği bir işten bahsediyoruz” dedi.
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, Ankara’da başlayan Düzce Günleri’nin açılışını yaptı. Açılış sonrası gazetecilerin sorularını cevaplandıran Kurtulmuş, bir gazetecinin “CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarına bugün soruşturma başlatıldı” demesi üzerine, “Ana muhalefet partisinin Sayın Genel Başkanının ifade ettiği sözler hiçbir ölçü açısından kabul edilebilir sözler değildir. Anayasa tartışmalarının gündemde olduğu bir ortamda anayasa değişikliğine ilişkin görüşü olan herhangi bir siyasetçi kalkar der ki; ’Ey iktidar partisi sizin gündeme getirdiğiniz konu yanlıştır, biz onun yerine şöyle bir teklifle geliyoruz ya da bizim teklifimiz budur’ der. Bunların zaten bu demokratik olgunlukla tartışılması için bir Anayasa Uzlaşma Komisyonu oluşturuldu. Burada da bütün partilerin eşit katılımını sağladık ama maalesef CHP masadan kalktı. Şimdi ana muhalefet partisi olarak CHP’nin üzerine düşen kendi teklifi varsa bunları gündeme getirmektir” diye konuştu.
“KANDAN BAHSETMİYORUZ, ANAYASADAN BAHSEDİYORUZ”
“Anayasa değişikliğinin muhatabı milletin bizatihi kendisidir” diyen Kurtulmuş şöyle devam etti:
“Anayasa değişikliğinin yapılacağı yer Türkiye Büyük Millet Meclisi’dir. Anayasa değişikliği eğer Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde şu ya da bu anayasa değişikliği, kural olarak söylüyorum 367’yi bulursa geçmiş olur, yeni bir anayasa olur. 367’yi bulmazsa, 330’u bulur gider millete millet seçer. 330’u da bulmazsa anayasa tartışması gündemden kalkar. Tam böyle bir ortamda demokratik kuralın bu şekilde işlemesi gereken bir ortamda ’kan’dan bahsetmek eski alışkanlıkların depreşmesinden başka bir anlam ifade etmez. Kandan bahsetmiyoruz anayasa değişikliğinden bahsediyoruz, parlamentonun faaliyet alanından bahsediyoruz, milletin beklediği bir işten bahsediyoruz. Anayasa değişikliğinin de sadece AK Parti’nin değil bütün parlamentoda bulunan partilerin üzerinde bir sorumluluk olduğunu ifade ediyoruz. Böyle bir ortamda bunun gündeme getirilmiş olması gerçekten hazindir, yaralayıcıdır ve fevkalade talihsizdir. Ümit ederim ki Sayın Genel Başkan bu sözlerinden pişmanlık duyar, utanç duyar ve bu sözlerini geri alır milletten özür diler. Bu söz eğer bu kullanıldığı anlamda bende defaatle izledim, çünkü siyasetçilerde neticede insan dili sürçmüş olabilir. Bağlamından kopartarak bir cümleyi almak yanlış olabilir. Defaatle öncesini sonrasını izledim, bu çerçevede soruşturma başlatılmış olması mahkemelerin bileceği bir iştir. Keşke bu söz söylenmemiş olsaydı.”
“TÜRKİYE’DE O KÖPRÜNÜN ALTINDAN ÇOK SULAR AKTI”
Türkiye’de o köprünün altından çok sular aktığını söyleyen Kurtulmuş, “Milletin iradesini beğenmeyenlerin, milletin iradesine şu ya da bu şekilde kanlı ya da kansız bir şekilde müdahale etme imkanları artık yoktur, geride kalmıştır, tarih olmuştur. Şunu da açıkça söyleyeyim Türkiye’de bir rejim tartışması da zaten yoktur. Hiçbir kimse bir rejim tartışması yapmamaktadır, hiçbir kimse bu anlamda rejimle ilgili bir konuyu gündeme getirmemektedir. Konu mevcut sistem içerisinde, mevcut rejim içerisinde Türkiye’nin daha iyi yönetilmesini sağlamak için acaba yürütmenin daha etkin hale getirilmesiyle ilgili ne olabilir? Bu tartışmadır. Bunun böyle talihsiz bir şekilde kanlı cümlelerle ifade edilmeye başlanması gerçekten çok hazindir” ifadelerini kullandı.
Kurtulmuş, bir gazetecinin “Bu konuda bir başka tartışma daha var Grup Başkanvekiliniz Nurettin Canikli yeni bir anayasa değişikliği teklifi hazırlandığını ve bunda partili cumhurbaşkanına ilişkin maddeler olduğunu söyledi ancak dün Parti Sözcüsü Ömer Çelik böyle bir çalışma olmadığını söyledi. Farklı değerlendirmeler var neler diyeceksiniz?” sorusu üzerine ise, “AK Parti’nin tutumu bellidir. AK Parti anayasa hazırlık çalışmaları içerisinde başkanlık sistemini birinci tercih olarak gündeme getirecektir. Bu konuda anayasa ile ilgili çok tartışmalar yapıldı, çeşitli gruplar kendi içimizde bunları da tartıştık. Sonuçta bu komisyonlar son noktaya doğru gidiyorlar ve AK Parti parlamentoya getirdiği anayasa teklifinde başkanlık sistemini esas alan bir anayasa teklifini parlamentoya getirecektir” dedi.
“Partili cumhurbaşkanı hiçbir şekilde olmayacak mı?” sorusu üzerine ise Kurtulmuş, “Belki sonra ikinci bir seçenek olarak kullanılabilir ama AK Parti’nin ilk tercihi ve Meclis’e getireceği tercih başkanlık sistemi’ir” değerlendirmesini yaptı.
Bir muhabirin başbakan seçilme konusunda isminin geçtiğini, bununla ilgili neler diyeceğini sorması üzerine ise Kurtulmuş, “22 Mayıs’ta kongre olacak, o kongrede inşallah AK Parti kongresini yaparak birlik ve bütünlük içerisinde yoluna devam edecek” cevabını verdi.
“KULAKLARIMIZI TIKAR, BU TEKLİFİ DUYMAMAZLIKTAN GELİR TERÖRLE MÜCADELEYE DEVAM EDERİZ”
Kurtulmuş, “Avrupa Parlamentosu ile ilgili vize kararıyla ilgili bir açıklama oldu Ekim ayına kalacağı yönünde görüşler var. Terörle mücadele yasasında değişiklik olmayacağı yönünde Türkiye’nin net tavrı var. Nasıl değerlendireceksiniz?” sorusu üzerine ise şunları kaydetti:
“Biliyorsunuz hükümetimiz, 64’üncü hükümetin en önemli çalışma alanlarından birisi vize serbestisi meselesiyle ilgili Avrupa Parlamentosu’yla yapılan müzakereler sonucu mutabık kalınan maddelerin süratle yerine getirilmesidir. 72 maddenin aşağı yukarı büyük bir çoğunluğu, 5 madde geriye kaldı bunlar titizlikle, iyi niyetle, samimiyetle yerine getirildi. Bunu yerine getirirken Avrupa Birliği böyle istiyor diye değil, zaten Türkiye’nin reform perspektifine uygun adımlar olduğu için bu adımlar atılmıştır. Bu tartışmaların içerisinde terörle mücadele ile ilgili en ufak bir mesele yoktur. Tam son noktaya gelmişken zaten daha önceki anlaşma gereği Ekim ayında yapılacak olan, varılacak olan nokta Haziran ayına çekilmesi için bu adımlar atıldı ama hiç gündemde yokken hiçbir şekilde tartışılmamışken, konuyla uzaktan yakından ilgisi yokken terörle ilgili meselenin gündeme getirilmesini açıkçası çok iyi niyetli bulmadığımızı bir kere daha ifade etmek istiyoruz. Türkiye samimiyetle üzerine düşeni yaptı. Avrupa’da zaten bazı siyasetçilerin ’Türkiye aman Avrupa’dan mümkün olduğu kadar uzaklaşsın, bu anlaşmada olmasın’ diye gayret sarfettiklerini biliyoruz ancak biz iyi niyetle bu yaptığımız çabaların, çalışmaların Avrupa’daki bazı makul siyasetçiler tarafından da görüldüğünü biliyoruz. Dolayısıyla Türkiye kendi vermiş olduğu mutabık kalmış olduğu maddeler çerçevesinde yoluna devam etti. Buraya kadar geldik, samimiyetle üzerimize düşeni yaptık ama kusura bakmayın vize serbestisini bize sağlayacaklar diye hiçte konuşmada, gündemde, anlaşmanın içerisinde olmayan bir maddeye gündeme getirir ve ’terörle mücadelenizi zayıflatın’ derlerse böyle bir teklife kulaklarımızı tıkar, bu teklifi hiç duymamazlıktan gelir, terörle mücadelede yolumuza devam ederiz.”